İçimden Şu Zalim Şüpheyi Kaldır


Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak 
Ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım 
Kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar 
Kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak 
Onların yardımıyla dünyamıza acıdım. 

Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran. 
Herkes alışkın dölyatağı borsalarla ağulanmış bir dünyaya 
Benimse dar 
Çünkü dargın havsalamın 
Gücü yok bazı şeyleri taşımaya. 
Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah 
Sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu 
Sakın Styks sularının heyulası sanmayın 
Er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu, 
Biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz 
Öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz 
Ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak 
Ne ellerin hırsla saban tutuşu 
Ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır 
Dev iştihasıyla bende kabaran aşkı 
Yetmez karşılamaya. 

İnsanlar 
Hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır 
O ferah ve delişmen gözüken birçok alınlarda 
Betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır 
Çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim 
Şakaklarıma dayanınca güneş 
Can çekişen bir sansar edasıyla 
Uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum 
Kadınların sahiden doğurduğuna 
Toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum 
Nicedir kavrayamam haller içinde halim 
Demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm 
Bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü 
Su içtiğim tas bana "merhaba" dedi, duydum 
Duydum yağmurların gövdemden ağdığını. 

Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden 
Aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan 
Sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları 
Bir harfin başlattığı yangın ile söndür 
Beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım 

Öyle mahzun 
Ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.