Tahrik


Bırakın ince kavak seslerini şehrin içinde 
Paralar yaşlı kızların koynunda yatarken 
Bırakın köprülerin üstüne yağmur 
Ve basma perdelerden lânet bize. 

Şaşılacak bir dünyada yaşamaktı; öğrendik 
Şimdi külçeler yüklüyüz şaşılacak bir biçimde 
Külçeler yüklüyüz ve çıkmak istiyoruz yokuşu 
Sokaklar gittikçe katı bizim adımlarımıza 
Peşimizde bütün bahçeleri boşaltan ter kokusu 
Yankımız soyunup sevap rahatlığı alınan yataklarda 
Yürek elbet acıyor esvap değiştirirken 
Bizden artık akması beklenilen kan da katı 
Kovulduk ölümün geniş resimlerinden. 

Efsanelerden kovulduk 
Kan ve demir kelimeleri söyleyince 
Elbiseler içindeyiz, şehrin içinde 
Önümüz iliklenmiş, ayakkaplarımız bağlı 
Kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok 
Altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde 
Eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan 
Çiçek alıp eve götürüyoruz 
Bunun bir delilik olduğunu bile bile 
En ıssız duyguların ucunda karakollar 
Asmaların altı tuzak ve tuzak caddelerde 

Külçeler yüklüyüz, çıkmak istiyoruz yokuşu 
Gözler kısılıp bakılıyor bize. 

Biliniyor 
Bizim mahsustan yaşadığımız 
Biliniyor 
Şarkıların sırası bizde 
Biliniyor 
Hayat bizden razıdır 

Biliniyor 
Otların sarardığı yerlerde güneş 
Kurşunun değdiği tende heves kalmıştır.